Bereketli Topraklar Üzerinde - Orhan Kemal

Bereketli Topraklar Üzerinde - Orhan Kemal

Toplumsal gerçekçi edebiyatın öncü isimlerinden olan Orhan Kemal, Bereketli Topraklar Üzerinde’de Türk toplumunun bir dönem yaşadığı zorlukları tüm yönleriyle kaleme alıyor. İş bulmak üzere Orta Anadolu’dan yola çıkıp Çukurova’ya gelen üç arkadaşın hikayesini konu edinen kitap, geçim kaygısının yeri geldiğinde insanın karakterini değiştirebilecek kadar güçlü olabileceğini gözler önüne seriyor.

Zorluk ve Acılarla Şekillenen Hayatlar

Birbirine komşu evlerde yaşayan İflahsızın Yusuf, Köse Hasan ve Pehlivan Ali, geçimlerini sağlayabilmek üzere memleketleri Sivas’tan yola çıkarak Çukurova’ya geliyor. Şehir yaşamından bihaber olan bu üç arkadaşın, hiç tanımadıkları bu yerde iş bulmaları elbette ki kolay olmuyor. Fakat tüm zorluklara karşın bir fabrikada işe girmeyi başarıyorlar ve asıl hikayeleri de bundan sonra başlıyor. Artık mesele yalnızca para kazanmak değil, onurlu bir şekilde hayatta kalmayı başarabilmek oluyor. Tabii ne kadar mümkünse…

Orhan Kemal, Bereketli Topraklar Üzerinde ile toplumsal gerçekçi türe örnek gösterilecek bir eser ortaya koyuyor. Yazar; kitabının kurgusunda geçim kaygısına, bu kaygının getirdiği hırslara, köy ile şehir yaşamı arasındaki uçuruma ve insan gücünü aşan çalışma koşullarına önemli bir yer veriyor. Ve bu sayede bir dönemin acımasız gerçeklerine de parmak basıyor. Aynı zamanda yazar, tüm bu koşullar içerisinde erdemlerine sahip çıkan düzgün bir insan olarak yaşamanın zorluğuna dikkat çekerek, toplumsal psikolojiye dair önemli yorumlarda da bulunuyor.

Bunu Biliyor Muydunuz?

Orhan Kemal, edebiyatla ilgilenmeye başladığı ilk yıllarda daha çok şiire yönelmişti ve pek çok şiir kaleme alıyordu. Kendince bu türde başarılı olduğuna inanan yazar, bir gün hayran olduğu Nazım Hikmet ile tanıştı. Ve sanatçının edebiyat yolculuğu bu tanışmanın ardından tamamen değişti.

Orhan Kemal’in yazdığı şiirleri berbat olarak nitelendiren Nazım, ona bir süre gönüllü öğretmenlik etti ve bu sürede düzyazıyı da denemesini önerdi. Nihayetinde Orhan Kemal’in düzyazı konusundaki başarısını gören Nazım, ona bundan sonra kesinlikle düzyazıya yönelmesi konusunda ısrar etti. İşte bu sayede Türk edebiyatı, Orhan Kemal gibi başarılı bir romancıyı kazanmış oldu.